Bir Varmış Bir Yokmuş…
Uzak diyarların birinde, yemyeşil ormanların ortasında, minik bir göl kenarında yaşayan Tospik adında küçük bir kaplumbağa varmış. Tospik diğer hayvanlardan çok farklıymış. O koşamaz, zıplayamaz, hatta hızlı bile yürüyemezmiş. Ama kalbinde kocaman bir cesaret varmış!
Tospik’in en büyük hayali bir gün ormanın en yüksek tepesine tırmanmakmış. Herkes ona bunun imkânsız olduğunu söylüyormuş.
— “Sen sadece yavaş yürüyen bir kaplumbağasın Tospik,” demiş tavşan.
— “O tepeye hiç kimse senin gibi yavaş biriyle çıkamaz,” demiş sincap.
Ama Tospik hayalinden asla vazgeçmemiş.
Bir sabah erkenden uyanmış. Sırtına minik sırt çantasını takmış ve kendi kendine,
“Ne kadar sürerse sürsün, ben bu tepeye tırmanacağım!” demiş.
Yolda çamura saplanmış, yağmur yağmış, hatta bir ağacın altında saatlerce dinlenmek zorunda kalmış. Ama hiçbir engel onu durduramamış.
Tospik yolda birçok hayvanla tanışmış. Bir serçe ona yol tarif etmiş, bir karınca onu cesaretlendirmiş, bir baykuş ise ona küçük bir pusula hediye etmiş.
Her biri ona şöyle demiş:
“Senin gibi azimli biri, mutlaka başarıya ulaşır.”
Günler süren yolculuktan sonra, sonunda ormanın en yüksek tepesine varmış. Gözlerinin önünde serili gökyüzü, parlayan yıldızlar ve bütün orman Tospik’in ayakları altındaymış.
Tospik sessizce gökyüzüne bakmış ve demiş ki:
“Yavaş olabilirim, ama asla pes etmem!”
O günden sonra ormandaki tüm hayvanlar Tospik’i örnek almış. Artık kimse bir başkasını küçümsememiş. Herkes Tospik gibi hayal kurmaya ve cesur olmaya başlamış.
Yorum yaz