Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçların gökyüzüne uzandığı Bilge Orman adında büyülü bir orman varmış. Bu orman, sıradan bir yer değilmiş. Çünkü buradaki her ağaç, her taş ve her kuşun bir bilgeliği varmış. İnsanlar burayı “Zeka Ormanı” olarak da bilirmiş. Ancak buraya girmek için cesur, zeki ve meraklı biri olmak gerekirmiş.
Zeynep’in Merakı ve Zorlu Görev
Küçük Zeynep, köyde yaşayan meraklı bir kızmış. Kitap okumayı, bulmacalar çözmeyi ve yeni şeyler öğrenmeyi çok severmiş. Bir gün büyükannesi ona Bilge Orman’dan bahsetmiş:
“Zeynep, Bilge Orman’a kim giderse, zekasını artıracak büyülü sırlar öğrenirmiş. Ama ormandaki bilgelik taşına ulaşmak için üç zorlu bilmeceyi çözmesi gerekirmiş.”
Zeynep bunu duyunca çok heyecanlanmış. Hemen yola çıkmış ve Bilge Orman’ın kapısına varmış. Kapıda dev bir taşın üzerinde altın harflerle şunlar yazıyormuş:
“Cesaret, sabır ve zeka seni bilgelik taşına götürecek. Ama unutma, doğru kararlar vermen şart!”
Birinci Bilmece: Düşünen Ağaç
Zeynep ormana adım atar atmaz karşısına konuşan bir ağaç çıkmış. Ağaç ona gülümseyerek şöyle demiş:
“Merhaba, küçük gezgin. Bilgelik taşına ulaşmak istiyorsan önce benim sorumu cevaplamalısın.”
Ağaç bilmeceyi sormuş:
“Bir baba ve oğlu, köprüden geçerken köprü yıkılır. Baba karşıya geçmeyi başarır ama oğlu arkasında kalır. Oğlu kurtarmanın tek yolu onun ağırlığını azaltmaktır. Bunu nasıl yaparsın?”
Zeynep düşünmüş. Sonra gülümseyerek cevap vermiş:
“Onun taşıdığı çantayı çıkarır ve ağırlığını azaltırım!”
Ağaç kahkaha atarak dallarını sallamış:
“Doğru cevap! Zekanı kullanarak ilk engeli aştın. Devam et bakalım!”
İkinci Bilmece: Konuşan Nehir
Zeynep biraz daha ilerleyince karşısına bir nehir çıkmış. Nehir, gürül gürül akarken birden konuşmaya başlamış:
“Zeynep, beni geçmek istiyorsan soruma cevap vermelisin:
“Beni ne kadar doldurursanız doldurun, asla taşmam. Ben neyim?”
Zeynep kısa bir süre düşünmüş, sonra gözleri parlamış:
“Sen bir bilgi hazinesisin. Bilgi ne kadar paylaşılsa da asla tükenmez ve taşmaz!”
Nehir Zeynep’in cevabına hayran kalmış ve yolunu açarak onu karşı kıyıya geçirmiş.
Üçüncü Bilmece: Bilgelik Mağarası
Zeynep nehri geçtikten sonra Bilgelik Mağarası’na ulaşmış. Mağaranın kapısında altın bir yazı varmış:
“Zeka yalnızca bilmek değil, doğru zamanda doğru kararı verebilmektir. Bilmeceyi çöz ve bilgelik taşına ulaş.”
Zeynep içeri girmiş ve mağaranın ortasında parlayan bir taş görmüş. Taşa yaklaşınca bir ses duyulmuş:
“Bir aslan, bir koyun ve bir çuval saman var. Bunları, küçük bir sandalla karşıya geçirmek zorundasın. Ama sandalda aynı anda sadece biri olabilir. Eğer koyunu aslanla yalnız bırakırsan, aslan koyunu yer. Eğer koyunu samanla yalnız bırakırsan, koyun samanı yer. Hepsini sağ salim nasıl geçirirsin?”
Zeynep bu zorlu soruyu dikkatlice düşünmüş. Sonunda gülümsemiş ve planını uygulamış:
- İlk olarak koyunu karşıya geçirmiş.
- Aslanı alıp karşıya geçmiş, ama koyunu bırakmayıp geri getirmiş.
- Koyunu bırakarak samanı karşıya geçirmiş.
- Son olarak koyunu tekrar karşıya geçirmiş.
Zeynep bu zekice planıyla hepsini sağ salim karşıya geçirmeyi başarmış!
Zeynep’in Ödülü ve Bilgelik Taşı
Mağaradaki ses ona şöyle demiş:
“Zekanı, cesaretini ve sabrını kanıtladın. Artık Bilgelik Taşı’nın sırlarını öğrenebilirsin!”
Zeynep, Bilgelik Taşı’na dokununca aklında yepyeni bilgiler belirmiş. Artık daha zeki ve bilgili bir kız olmuş!
Köyüne döndüğünde, öğrendiklerini arkadaşlarına öğretmeye başlamış ve herkes Zeynep’in zekasına hayran kalmış.
Ve Zeynep, zeki ve bilgili bir lider olarak köyünü daha güzel bir yer haline getirmiş.
Masalın Sonu
Bu masal bize şunu öğretir:
Zeka, sabır ve merakla birleştiğinde, önümüzde hiçbir engel duramaz.